25 Aralık 2010 Cumartesi

Shosanna Dreyfus: I am going to burn down the cinema on Nazi night. And if I'm going to burn down the cinema, which I am, we both know you're not going to let me do it by myself. Because you love me. And I love you. And you're the only person on this earth I can trust. But that's not all we're going to do. Does the filmmaking equipment in the attic still work? I know the film camera does. How about the sound recorder?
Marcel: Quite well, actually. I recorded a new guitarist I met in a cafe last week. It works superb. Why do we need filmmaking equipment?
Shosanna Dreyfus: Because, Marcel, my sweet, we're going to make a film. Just for the Nazis. 

Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi)


Quentin Tarantino’ nun yazıp yönettiği 2009 yapımı bu film, İtalyan asıllı yönetmen Enzo Girolami Castellari‘nin 1978 yapımı olan filmi Quel Maledetto Treno Blindato’nun beyaz perdeye tekrar uyarlanmasıdır. Başrollerinde Brad Pitt (Teğmen Aldo Raine), Christoph Waltz (Albay Hans Landa), Diane Kruger (Bridget von Hammersmark), Mike Myers (General Ed Fenech) ve Samuel L. Jackson (Anlatıcı) yer almıştır.
Film, Alman işgali altındaki Fransa’da başlar. Ailesinin, Albay Hans Landa tarafından katledilişine tanıklık eden Shosanna Dreyfus, katliamdan kurtularak Paris’e kaçar. Bir sinema salonu açarak yeni bir kimlik edinir. Aynı günlerde Avrupa’nın başka bir köşesinde Teğmen Aldo Raine, Yahudi askerlerden oluşa bir grubu düşmana karşı misilleme yapmak üzere organize etmektedir. Düşmanları tarafından “The Basterds” olarak bilinen grup, Nazi Almanyasının önde gelenlerine zarar vermeyi amaçlamaktadır. Alman sinema oyuncusu ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark ile işbirliği yapan grubun, Shosanna’nın ve intikam alma planları yaptığı düşmanlarının kadersinema salonunun çatısı altında birleşecektir.
“Inglourious Basterds” ile Quentin Tarantino “en iyi yönetmen” ve “en iyi senaryo” gibi dallarda Oscar’a aday gösterilmiştir. Film, Christoph Waltz’a “en iyi yardımcı erkek oyuncu” dalında Oscar kazandırmıştır.




 O-Ren Ishii: You didn't think it was gonna be that easy, did you? 
 The Bride: You know, for a second there, yeah, I kinda did. 
 O-Ren Ishii: Silly rabbit. 
 The Bride: Trix are... 
 O-Ren Ishii: ...for kids. 

Kill Bill: Vol.1



Kill Bill : Vol.1, uzun oluşundan ötürü ikiye bölünmüş olan, Tarantino’nun 4. filminin ilk bölümüdür ve 2003 yılında gösterime girmiştir.Sık sık Uzakdoğu dövüş filmlerinin kendisini ne kadar çok etkilediğini söyleyen Quentin Tarantino'nun bu filmi, estetik dövüş sahneleriyle dolu bir intikam hikayesidir. Filmin bir bölümü anime şeklindedir ve genelinde bir çizgi roman havası sezilmektedir. Bu da abartılı aksiyon sahnelerini kabul edilebilir kılmıştır. . Tarantino, senaryoyu Uma Thurman için yazmıştır ve başrolü kendisine vermiştir. Uma Thurman’la birlikte David Carradine ve Daryl Hannah gibi isimlerin de yer aldığı film, tüm dünyada 180,949,045 $ hasılata ulaşmıştır.

“Gelin” (The Bride) takma adlı Uma Thurman, suikastçilerden oluşan ve Bill’in başında olduğu bir grubun parçasıdır. Bill’in çocuğunu taşıdığını öğrenmesi üzerine, bir seri katil olarak yaşadığı hayatı geride bırakmaya karar verir. Texas’a gider ve genç bir adamla tanışır. Düğün gününde Bill tarafından kendisine düzenlenen saldırıda bebeğini düşürür ve komaya girer. Dört yıl sonra komadan çıkar. Artık tek amacı kendisine pusu kuran Bill’i ve adamlarını öldürmektir. Gelin, intikam için yola koyulur.

Filmin devamı Kill Bill: Vol.2 2004 yılında gösterime girmiştir.




mr pink: you kill anybody? 
mr white: a few cops. 
mr pink: no real people? 
mr white: just cops.

Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri)


Quentin Tarantino’nun yazıp yönettiği ilk film olan Reservoir Dogs,1992 yapmıdır.. Bol kanlı şiddet sahneleri, neredeyse hiçbir şey ifade etmeyen diyaloglar, klasik kronolojik sıralamayı takip etmeyen anlatımıyla diğer Tarantino filmlerinin öncüsü olan bu film, çok küçük bir bütçeye sahip olmasına olmasına rağmen kült filmler arasında yerini almıştır. Ünlü aktör Harvey Keitel’ in hem oyuncu hem yapımcı olarak yer aldığı film, ABD’de 2,832,029 $ hasılata ulaşmıştır.


Joe Cabot (Lawrence Tierney), büyük bir elmas mağazasını soymak üzere, altı kişiden oluşan bir ekip hazırlar. “Rezervuar Köpekleri” isimli ekibe Joe’nun oğlu da dahildir ve renk adları kod ad olarak kullanılır. Quentin Tarantino burada Mr. Brown olarak karşımıza çıkarken; Harvey Keitel Mr. White, Tim Roth Mr. Orange, Michael Madesen Mr. Blonde, Steve Buscemi Mr. Pink, Edward Bunker Mr. Blue rolündedir.  Herkes soygunun başarılı olacağından emindir. En ince detaylar bile gözden geçirilmiştir ancak soygun planlanan şekilde gerçekleşmez. Polis tam zamanında soygun yerine gelir ve ekip üyelerinden biri vurulur. Buluşma noktası olarak kararlaştırılmış olan depoya gelinir. Ekibin içinde bir gizli polis olduğundan şüphelenmeye başlarlar. Ortalık karışır.

Film, enteresan diyaloglarıyla ve şiddet sahneleriyle beyinlere kazınmıştır. Depoda geçen “Stuck in the Middle With You” eşliğindeki kulak kesme sahnesi, sinema tarihinin en vahşi sahneleri arasındaki yerini alır.
Mia: Vincent, do you still want to hear my Fox Force Five joke? 
Vincent: Sure, but I think I'm still a little too petrified to laugh. 
Mia: No, you won't laugh, 'cus it's not funny. But if you still wanna hear it, I'll tell it. 
Vincent: I can't wait. 
Mia: Three tomatoes are walking down the street- a poppa tomato, a momma tomato, and a little baby tomato. Baby tomato starts lagging behind. Poppa tomato gets angry, goes over to the baby tomato, and smooshes him... and says, Catch up. 

23 Aralık 2010 Perşembe

Fabienne: Whose motorcycle is this?
Butch: It's a chopper, baby.
Fabienne: Whose chopper is this?
Butch: It's Zed's.
Fabienne: Who's Zed?
Butch: Zed's dead, baby. Zed's dead. 

21 Aralık 2010 Salı

Pulp Fiction (Ucuz Roman)

Başrollerini John Travolta, Uma Thurman ve Samuel L. Jackson’ın paylaştığı, Quentin Tarantino yönetmenliğindeki Pulp Fiction’ın senaryosu Rogery Avary ile birlikte yazılmıştır. Film adını 1930-1950 yıllarında kalitesiz kağıtlara basılarak ucuza satılan resimli polisiye romanlarından almıştır. Kült olarak kabul edilen film, Tarantino’nun kendine has yorumuyla, birbiriyle bağlantılı üç farklı hikayeyi ele alır.

Jules (Samuel L. Jackson) ve Vincent (John Travolta), ünlü mafya Marcellus Wallace adına çalışan tetikçilerdir. Marcellus Vincent'tan yokluğunda karısı Mia (Uma Thurman)’ ya gözkulak olmasını ve onunla iyi vakit geçirmesini ister. Ancak bu Vincent için kolay olmayacaktır. Butch Collidge (Bruce Willis), unvan maçında kaybetmek için Wallace’dan para almış bir boksördür.Sözünde durmayarak rakibini nakavt eder. Parayı alıp kayıplara karışmayı planlamıştır ve şehri terketmeden önce evini değiştirmiştir, fakat kız arkadaşı Butch'ın babasından yadigar kalan saati yanına almayı unutmuştur .Vincent, ortağı ile bitirdikleri bir işten dönerken yanlarına aldıkları rehineyi kazayla öldürür. Arka koltukta oturan rehinenin kafasına isabet eden kurşun aracın içini kan ve et parçalarıyla doldurur. Şehir içinde bu şekilde ilerleyemeyeceklerini anlayan ikili Jimmy'nin evine gelir ve Marcellus'a bağlı Winston Wolf'un önderliğinde küçük bir operasyonla olayı temizlerler. Tarantino burada Jimmy rolüyle izleyenlerin karşısına çıkar.

Film, yedi dalda Oscar’a aday gösterilmiş olup “En İyi Senaryo” ödülünü almıştır. 1994 yılında Cannes Film Festivali’nde ise Altın Palmiye Ödülü’ne layık görülmüştür.










19 Aralık 2010 Pazar

Quentin Tarantino

Ouentin Tarantino, 1990’lardaki bağımsız sinema kuşağının en tanınmış yönetmenleri arasında yer alır. Doğrusal olmayan öykü akışını, diyalogları ve kanlı şiddet sahnelerini cesurca kullanmasıyla kısa sürede üne kavuşan Tarantino, bilinen Amerikan film klişelerine yeni bir soluk getirmiştir.
Babası İtalyan asıllı müzisyen ve oyuncu Tony Tarantino, annesi yarı İrlanda yarı Çeroki kızılderilisi Connie McHugh olan Quentin Tarantino Knoxvile, Tennessee’de (1963) doğdu. On altı yaşında liseden ayrılarak oyunculuk öğrenmek için James Best tiyatro grubuna katıldı. Yirmi iki yaşında ilk senaryosu olan”Captain Peachfuzz and the Anchovy Bandit”i yazdı. 1984 yılında bir video kaset  dükkanında kasiyer olarak çalışmaya başlayan Tarantino sinemaya hayranlığını burada seyrettiği filmlerle başladı. Video  dükkanında izlemeye fırsat bulduğu yüzlerce film sayesinde sinema bilgisini oldukça geliştirdi.
1992 yılında çektiği Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri) son akımları takip eden, oldukça nükteli ve kana bulanmış bir soygun filmi olmakla birlikte; Tarantino’nun sonraki filmlerinin tarzının da öncüsü oldu. Reservoir Dogs’un yakaladığı başarının ardından Pulp Fiction (Ucuz Roman) 'ın senaryosu üzerinde çalışmak için Amsterdam’a gitti. Karmaşık kurguya sahip ve benzer şekilde acımasız nükteye sahip bir film olan Pulp Fiction bağımsız filmlerin de gişe başarısı kazanabileceğini gösterdi. Sonraki filmi Elmore Leonard’ın Rum Punch adlı romanından uyarladığı “Jackie Brown” (1997) oldu. 2003 ve 2004 yıllarında peşpeşe “Kill Bill Vol. 1” ve “Kill Bill Vol. 2” vizyona girdi. Şubat 2005’te CSI dizisinin sezon finalini yöneteceğini açıkladı ve 19 Mayıs’ta yayınlanan iki saatlik bölüm reyting rekorları kırdı. En son filmi, olayların İkinci Dünya Savaşı sırasında geçtiği, 2009 yapımı Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi) dı.